Avusturya Kararı

24 Nisan 2015

ORTAK DEKLARASYON,

Şu parlamento grupları tarafından yapılmıştır: Sn. Andreas Schieder (SPÖ), Dr. Reinhold Lopatka (ÖVP), Heinz- Christian Strache (FPÖ), Dr. Eva Glawischnig-Piesczek (Yeşiller), Waltraud Dietrich (Stronach Ekibi) ve Dr. Matthias Strolz (Neo’lar) parlamento grupları tarafından yapılmıştır

100. yılında Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermenilere yapılan soykırımı anıyoruz.

ORTAK DEKLARASYON

Bu yıl 24 Nisan, 1.5 milyon Ermeninin Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen yapılan soykırımın neticesinde 1.5 milyon Ermeni’nin yok edilişinin 100. yüzüncü yılını temsil etmektedir. Bu vesileyle bizler, Aramiler, Asuriler, Keldaniler ve Pontuos Rumları da aralarında olmak üzere diğer Hıristiyan toplumlarının da aralarında olduğu on binlerce şiddet, cinayet ve sürgün kurbanlarını anıyoruz.

Avusturya-Macaristan Krallığı’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefiki olması nedeniyle tarihsel sorumluluğumuz gereği, işlenen korkunçlukları fiilleri bir soykırım olarak tanımak ve kınamak lanetlemek bizlerin görevidir. Tarihinin karanlık ve acı veren sayfalarıyla dürüstçe yüzleşmek ve Ermenilere karşı Osmanlı İmparatorluğu tarafından işlenen suçları tanımak da Türkiye’nin görevidir.

Uluslararası krizlerin dünyaya ve onun değerlerine karşı her zamankinden daha büyük bir tehdit oluşturduğu yaşadığımız bu dönemde, dünyanın farklı her yerlerindeki insanlara yapılan vahşete ve zulme karşı harekete geçmek bir zorunluluktur. Papa Francis’in “20. yüzyılın İlk soykırımı” olarak tanımladığı, yüzyıl 100 önce Ermenilere karşı işlenen suçlar, bir bellek kültürüne duyduğumuz ihtiyacı açıkça ortaya koymaktadır. Vazgeçilemeyecek özgürlük, barış ve insan hakları değerlerimize bağlılık ile şiddet, zulüm, sürgün ve kitlesel cinayet kurbanlarına saygılı bir bellek kültürünün gerekliliği, kopamaz bir şekilde birbirleriyle bağlantılıdır.

[Bu deklarasyonu imzalayan parlamento] grupları, uluslararası çatışmaların çözümünde Avusturya’nın izlediği, daha önce denenmiş ve başarılı olmuş sınavdan geçmiş olan diyalog ve uzlaşma yolunundan sapmama ayrılmama ilkesine sıkıca sıkıya bağlıdır. Bu ilke, Türkiye ve Ermenistan arasında olduğu gibi, farklı etnik gruplar ve devletler arasındaki sürtüşmelere yol açmış tarihi olaylar için de uygulunabilirdir. Türkiye’ye düşen, geçmişin karanlığını şeffaf bir şekilde aydınlatmaktır.

Amacımız, uzlaşmayı mümkün kılabilmek için tarihteki olayların araştırılmasına katkıda bulunmak, aynı zamanda uzlaşma ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin gerek iki taraflı, gerekse Avrupa düzleminde çoktan uzun süre önce gerçekleşmesi gereken iyileştirilmesine yönelik bir ilk adım olarak Türkiye ve Ermenistan’ın böyle bir bu araştırmanın hazırlıklarını yapmalarını desteklemektir.

Ulusal Konsey’de temsil edilen partilerin grup üyelerinin resmi uluslararası hukuk değerlendirmesiyle çelişmeyecek şekilde, Avrupa Parlamentosu’nda 15 Nisan 2015’te kabul edilen Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin iyileştirilmesine ilişkin kararı (Ermeni soykırımı’nın 100. yüzüncü yılı vesilesiyle benimsenen 15 Nisan 2015 tarihli (2015/2590(RESP) kararını) memnuniyetle karşılamaktayız.