Rusya Fedarasyonu – Devlet Başkan Vladimir Putin

24 Nisan 2015

"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ermeni Soykırımı Anıtı’nda."


Dostlarım, hanımefendiler, beyefendiler,

Bugünkü anma etkinliklerine davetleri için Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’a teşekkür borçluyum.

Bizler, insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden birini yaşamış olan Ermeni halkının acısını derinden anlıyoruz. 1.5 milyonun üzerinde masum insan katledilmiş ve yaralanmış, 600 binden fazlası ise anayurtlarından sürülmüş ve kitleler halinde zulme uğramıştır. Sayısız, paha biçilmez mimari anıt ve kutsal eşyalar tahrip edilmiş, eski kitaplar ve çok değerli el yazmaları yakılmıştır.

1915’te yaşananlar bütün dünyayı sarsmıştır. Rusya bu olayları kendi acısı gibi yaşamıştır. Milyonlarca savunmasız ve evsiz Ermeni Rusya İmparatorluğu’na sığınmış ve burada kurtarılmışlardır.

Ermeni halkına uygulanan şiddetin uluslararası camia tarafından lanetlemesi Rusya’nın diplomatik çabaları ile mümkün olmuştur. Fransa Devlet Başkanı’nın biraz önce hatırlattığı gibi, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Sazonov’un girişimiyle Rusya, Fransa ve İngiltere, bu olayların insanlığa ve uygarlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanımlayan ortak bildiriyi yayınlamışlardır.

Rusya ve Ermenistan’ın kardeş halkları arasındaki ilişkilerde, her zaman, özel bir manevi yakınlık ve karşılıklı destek belirleyici olmuştur. Bu özellik, 100 yıl önce yaşanan dramatik olaylarda da, Büyük Anayurt Savaşı sırasında da, korkunç Spitak depreminde de kendisini ortaya koymuştur.

Bizler, bugün de Ermeni halkının acısını paylaşıyoruz.

Dostlarım, bugün Rusya’da yüzlerce yerde 2 binden fazla anmanın gerçekleştirildiğini vurgulamak isterim. Bu anmalara yalnızca Rusya’da yaklaşık üç milyon nüfusa sahip Ermeniler değil, başka etnik kökenlere sahip on binlerce insan katılıyor.

Rusya, herhangi bir halka uygulanan kitlesel katliamın hiçbir haklı gerekçesi olmadığına, olamayacağına ilişkin görüşünü kararlılıkla sürdürmektedir.

Rusya, modern uluslararası ceza hukukunun temellerini atan, Soykırım Suçu’nun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi de dahil, bir dizi uluslararası hukuki düzenlemeyi imzalamış ve oluşturulmasına önayak olmuştur.

Uluslararası toplum, bu trajik olayların bir daha asla yaşanmaması, tüm halkların barış ve uyum içinde yaşaması, dinsel düşmanlıklar, saldırgan milliyetçilik ve yabancı düşmanlığından kaynaklanan vahşetlerin meydana gelmemesi için elinden gelen her şeyi yapmalıdır.

Ne yazık ki dünyanın birçok yerinde neo-faşizmin bir kez daha başını kaldırdığını, radikal milliyetçilerin iktidara yürüdüklerini ve antisemitizmin yükselmekte olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda “Russophobia’nın ”[Rusofobi - Rus düşmanlığı] de işaretlerini görmekteyiz. Dünyanın kritik öneme sahip yerlerinde adım atarken, onu takip eden bir sonraki adımın neye yol açacağını düşünmeli, sonuçlarını dikkate almalıyız.

Aynı zamanda, geçmişin trajik olaylarını hatırlarken geleceğe umutla bakmalı, dostluk, iyi komşuluk, dayanışma ideallerine inanmalı, iyiliği ve uyumu öğrenmeli, birbirimize ve birbirimizin çıkarlarına saygı duymayı öğrenmeliyiz. Dünyayı daha iyi, daha istikrarlı ve güvenli bir yer haline getirmenin tek yolu budur. Dostlarım, sizlerin yanındayız.

Dinlediğiniz için teşekkür ederim.